bring around

English-Turkish Translation

  1. (a) kandırmak, ikna etmek, yola getirmek. (b) ayıltmak, kendine getirmek, iyileştirmek, teskin etmek,
    (c) ziyaretçi olarak getirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

bring someone around
ayıltmak.
The icy water brought her around: Buzlu su onu ayılttı.
bring something around
birşeyi eve getirmek Verb
bring something around
birşeyi getirmek Verb
bring the conversation around to something
sohbeti birşeye çekmek Verb
bring the conversation around to something
lafı birşeye getirmek Verb
bring the conversation around to something
sohbetin dönüp dolaşıp birşeye gelmesini sağlamak Verb
bring the conversation around to something
konuyu birşeye getirmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database